İpsala Otelleri
Ağustos ayındayız ve ülkemizin en batısında bulunmaktayız. Bizce ne yapılacağı çok açık: İpsala’nın Çeltik Kültür Sanat Şenlikleri’ne katılacak ve Edirne’nin tarihi bereketinden nasibini almış ilçenin camilerini gezeceğiz. Gezerken konaklayacağınız İpsala Otelleri sizlere ev sahipliği yapacaktır.
İpsala Otelleri ve Gezi Rehberi

Ağustos ayındayız ve ülkemizin en batısında bulunmaktayız. Bizce ne yapılacağı çok açık: İpsala’nın Çeltik Kültür Sanat Şenlikleri’ne katılacak ve Edirne’nin tarihi bereketinden nasibini almış ilçenin camilerini gezeceğiz. İşe tabii ki “İpsala’da nerede kalınır?” sorusu ile başlayacağız.
İpsala otel pansiyon seçeneklerini uzun uzadıya inceledikten sonra biz çoğu 3 yıldızlı otel olanaklarından birini değerlendirdik. M.Ö. 4000 yıllarından itibaren insan yaşantısına ev sahipliği yapan kent, zamanında Traklar’ın da başkentiymiş. İlçede zamanında birçok çeşme, camii, han ve hamam bulunsa da maalesef onca yapı günümüze dek korunamamış.
Dolayısıyla İpsala’da aslında halihazırda bulunan birkaç camii ve çok önemli bir su kemeri dışında gezilebilecek çok fazla yapı ve mekan kalmamış. İlçenin çok turistik olmaması sebebiyle de İpsala otel fiyatları çok makul seviyelerde, yakın bölgede konaklayan gezginlerin rahatlıkla bir hafta sonunu değerlendirebileceği miktarlarla sınırlı kalmış.
Gelelim bu küçük ilçeyi tanımaya çalıştığımız kısa gezimize. Tatilimizin doğru zamanlaması sayesinde biz neyse ki, toplam 5 gün süren Festival şenliklerine ilk günden katılım gerçekleştirebildik. Festival boyunca, ülkemizin de temsil edildiği uluslararası halk oyunları gösterilerini ve paraşüt şovlarını keyifle izledik.
Çeşit çeşit müsabakalar arasında en çok hoşumuza giden pirinç yemeklerinin en iddialı ve iyi olanlarının oylandığı yarışma oldu. Tesadüf değil, bölgenin pirinci meşhurmuş onu öğrendik. Sanıyoruz yarışma karnımızı acıktırdı, İpsala’ya özgü gözlü akıtmayı denedik, ona da tam puan verdik.
Festival dışında ise kent merkezinde güzel bir geziye çıktık. İpsala otellerini araştırırken otogar yakınında olan bir taneyi tercih etmemiz sebebiyle, ilçeye gelişimiz de gidişimiz de kolay oldu. Geldiğimizde otele yerleşip, daha festivali görmeden ne olur ne olmaz, belki sonra araya kaynar diye küçük bir tur yaptık.
Otogarın hemen aşağısında, kendi de oldukça güzel bina olan Belediye binası karşısındaki Alaca Mustafa Paşa Camii ilk durağımız oldu. Dedik ya İpsala’nın tarihi güzellikleri korunamamış, camii günümüze ulaşmışsa da kitabesi bu yolda kaybolmuş. Ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığını bilmiyoruz ancak uzmanlar caminin Osmanlı İmparatorluğu’nun Rumeli’ye akınlar düzenlediği zamanlarda yapıldığını düşünüyorlar.
Camiiden çıkıp Ferit Nomer Caddesi üzerinden ilerleyince Fuar Alanı’na ulaştık. İpsala Çeltik Festivali zamanı Tarım Fuarı’na ev sahipliği yaptığından neyse ki fuar boş değil. Biz de çarpık kentleşme ve basit bir restorasyon eksikliği sebebiyle kaybedilmiş tarihin acısını, yerini tutmaz ama fuarda gezerek çıkardık.
Evlenecek genç kadınların gelin hamamının yapıldığı Sultan Hamamı, çok değil, 70-80 yıl öncesine kadar ayaktaymış. Darphane olduğu düşünülen bina bakımsızlıktan yok olmuş. Şimdilerde yerinde Serhat Pasajı bulunuyor. Bunları ve daha onlarca çeşme ve camiyi göremesek de İpsala otellerinde konaklayanların hala görebileceği önemli bir eser daha var: Su Kemeri.
Osmanlı’nın bayındırlık hizmetlerine gösterdiği itinayı mükellef bir taş işçiliği örneği ile sergilediği bir sur kompleksinin ayakta kalan parçası bu tarihi Su Kemeri. Aslında öyle önemli ki, hala doğru düzgün bakım yapılmadığından, yakın bir tarihte bu abidevi eseri de kaybedebileceğimizi göz önünde bulundurarak Edirne otellerinde konaklayanların dahi gelmesini tavsiye ediyoruz.
Biz keyifle gezdik, size de öneriyoruz!