Akhisar Otelleri
Manisa’nın en yoğun nüfuslu ilçelerinden biri olan Akhisar; isminin hikayesi dahi tarihi kalıntılara yol açmış olan bu şehiri, Akhisar otelleri'nde konaklayarak gezebilirsiniz.
Akhisar Otelleri ve Gezi Rehberi
Akhisar, yol boyu uzanan zeytinlikleri, civardaki dereleri, ve antik çağdan 1500’lere uzanan tarihi yapılarıyla gidip görülmeyi hak eden kentlerimizden biri olmuştur.
Bizans imparatoru 1. Konstantin tarafından sürgün edilen Tyeder’in bu bölgeye beyaz taşlı Yılancık Kalesi’ni inşa ettirmesi ve bu sayede şehrin isminin Aspro Kastro (Beyaz Kale) olmasıyla Akhisar isminin temelleri atılıyor. 1307 yılında Saruhanoğulları’nın işgaliyle de günümüzdeki adını, Akhisar’ı alıyor.
Akhisar’da gezeceğiniz çoğu yerin merkezde bulunması, bu kenti günübirlik seyahatlere açık kıldığından Manisa otelleri'nde konaklayarak, 1 saatlik bir otobüs yolculuğuyla Akhisar’a gelerek de burayı gezebilirsiniz.
Akhisar’a geldiğinizde, görmeniz gereken ilk yerler farklı farklı tarihlerde inşaa edilmiş, kimi kiliseden çevrilmiş Akhisar camiileri olacak. Sarı Mehmet Paşa’nın 1469 yılında inşa ettirdiği Paşa Cami ve Hamamı, Evliya Çelebi’nin bile eserlerine konuk olmuş tarihi bir yapı. Bu yapının doğu ve batı cephelerindeki yarı saydam camları, Türkiye’nin ilk cam fabrikasında üretilmiş.
Yapım yılı bilinmeyen Ulu Camii, eski bir kiliseden çevrilmiş ve çoğu kişinin bilmediği bir söylentiye göre de, altında su sarnıcı bulunduğundan cami içerisinde, alttan akan suyun sesini duymak mümkünmüş. Caminin doğu ve batı duvarları bize Türk ve Osmanlı taş işçiliğinin en güzel örneklerini sunarken, güney duvarının inşası antik döneme dayanıyor ve kemerli kısımlardan oluşuyor.
Akhisar’ın bir diğer ünlü camisi Köfünlü Camii ise bambaşka bir tarzda inşa edilmiş. Yahudi sanat tipinin örneklerini sunan Köfünlü Camii, Saruhan Beyliği tarafından yapılmış. Tüm bu camileri, dilerseniz Manisa Akhisar otelleri'nde konaklayarak rahat rahat gezebilirsiniz.
Akhisar bölgesine ilk yerleşim, Neolitik zamanda başladığından, Akhisar’da çokça tarihi kalıntı bulunuyor. Amazonların dahi bir kolunun bir dönem Akhisar’da yaşadığı söyleniyor.
Modern kentin kendisi, antik Thyateira Kenti’nin bir kısmı, diğer adıyla Tepe Mezarlığı, üzerine inşa edilmiş. Meclis binasının bir kısmı, sütunlu yolun bazı sütunları ve değişik kemerli yapısı bugün gezip görülebilen bu antik kentin M.Ö. 2200’lü yıllarda kurulduğu tahmin ediliyor.
Bir açıkhava müzesi halinde olan Tepe Mezarlığı’nı beğenirseniz Akhisar Müzesi’ne de gitmenizi öneriyoruz. Toplam 1451 arkeolojik ve etnografik eserin 11 bölüme ayrılarak sergilendiği bu müze; fosiller, Hellenistik Dönem seramikleri, Osmanlı döneminde kullanılmış günlük eşyalar, yöresel kıyafet ve halılar gibi çok geniş bir yelpazeye sahip.
Eğer uzun uzun müze gezmeyi sevenlerdenseniz, çok çeşitli Akhisar otel pansiyon seçeneklerini değerlendirip, en az iki gününüzü bu tarihi kentte geçirmenizi tavsiye ediyoruz.
Kalmak isteyip para açısından şüpheleri olan okuyucularımıza, Akhisar otelleri fiyatları konusunda dert edinmeyin deriz; zira Akhisar turizme açık bir kent olarak hak ettiği değeri bulamamış bir yer.
Zamanında dokumacılığın merkezi olan Akhisar şu an Türkiye’nin en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi, ki maalesef bilenler dışında zeytin deyince akla hala Akhisar gelmez. Eskiden at arabası ve fayton yapıcılığında oldukça usta olan Akhisarlı üreticiler, zamanında İngiliz Kraliyet ailesine bile fayton yapmışlar.
Tahmin ediliyor ki Hristiyanlığın yayılma döneminde yapılan 7 kilisenin birinin Akhisar’da olduğu da birçok kişi tarafından duyulmamıştır. Bu pek bilinmedik kenti merak edenlere küçük birer tavsiyemiz var tabii.
Gezinizi ekim ayına denk getirirseniz Zeytin Festivali, mayısa denk getirirseniz 600 yıllık Çağlak Festivali'ne katılabilirsiniz. Ve tabii gelmişken, sabah erkenden çorbacıya gidip birer paça ya da işkembe içebilirsiniz. Geç kalmayın, çorba en geç 11’de bitiyor! Emin olun, sakatat seviyorsanız, Akhisar’ın çorbasını içip, kokoreçini yemeden buradan gitmek istemezsiniz!
Akhisar dönüşünde çeşit çeşit zeytin, 1.kalite zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu almayı unutmayın, iyi tatiller diliyoruz.